ÖLMEZ AĞACIN GÖLGESİNDE; AYVALIK ve ZEYTİNYAĞI


ÖLMEZ AĞACIN GÖLGESİNDE; AYVALIK ve ZEYTİNYAĞI
(Spotify Podcast'te sesimden dinlemek için başlığı tıklayabilirsiniz)

Ayvalık, bir zeytin hasat festivalini daha geride bıraktı.

Bu yıl "Ölmez Ağacın Gölgesinde" sloganıyla 3-4-5-6 Kasım 2022 tarihlerinde 17'ncisi yapılan festivale hemen hemen başladığı günden bu yana katılıyor ve destek veriyorum. Bu yıl da 4 Kasım Cuma öğleden sonraki panelden itibaren 2 gün katılabildim. Festivalin yıllardır en güzel yanlarından biri de Ankara ve İstanbul basınından dostlarla bir araya gelmek.

Ayvalık’taki 2.5 milyon zeytin ağacının yarısının yaşı 200'ün üzerinde. Ayrıca Mutlu Köy'de 1100 yaşında olgun, tescillenen bir anıt ağacı da var.

Ayvalık’ta işlenen tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 80’i zeytinliklerden oluşuyor, 4 bin 500 aile, zeytinlik sahibi.

Ülkemizde Avrupa Birliği tarafından tescillenmek üzere başvuru yapan yüzlerce ürün arasından ilk 20’ye girebilen ilk ve tek zeytinyağı Ayvalık zeytinyağı...                             

Kuzey Ege Bölgesi’nde elde edilen zeytinyağları kalite özellikleriyle hem yurt içinde hem yurt dışında farklı bir öneme, farklı bir lezzete ve farklı bir nefasete sahip, bunu artık neredeyse herkes öğrendi. Dolayısıyla Ayvalık zeytinyağıyla tanışan damaklar bir daha bu lezzetten vazgeçemiyor.

Festivalin ikinci akşamı verilen yemekte bir araya geldiğimiz Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin; “Bu kentte Ayvalık markasını kullanıp, Ayvalık adı altında turizmden gelir elde eden, ekmeğini kazanan, yüzlerce insana iş kapısı sağlayan, otellerimiz, pansiyonlarımız, lokantalarımız, restoranlarımız coğrafi işaretli Ayvalık zeytinyağını kesinlikle kullanmalı” diyerek, zeytinyağının ardından Ayvalık tostu, lor tatlısı ve sakızlı kurabiye için de coğrafi işaret girişimlerinde bulunulduğunu hatırlattı.

Çok kısa bir süre önce gerçekleşen seçimlerin ardından yeni yönetimini oluşturan Ayvalık Ticaret Odası'nın yeni başkanı Ali Uçar, kısa zamanda planlanan festival etkinlikleri için yoğun çalışmalarda bulunduklarını belirterek festivalde "birliktelik" mesajı verdi.

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi-UZZK bu yıl Türkiye'de 420 bin ton zeytinyağı, 735 bin ton sofralık zeytin rekoltesi tahmininde bulunurken Başkan Ali Uçar, zeytinyağında Ayvalık için rekoltenin 6 bin 500-7 bin ton civarında beklendiğini vurguladı. Zeytin hasat günleri ile birbirinden ayrılmaz iki sektör olan zeytinyağı ve turizmin daha güçlü bağlar ile birbirine bağlanması için çalışacaklarını vurgulayan Ali Uçar, Ayvalık coğrafi işareti taşıyan zeytinyağlarının önemine dikkat çekti.

Kırlangıç Yaşam Merkezi'ndeki festivalde standlar, paneller, sergiler, konserler ve şeflerin leziz sunumlarıyla, Ayvalık bir kez daha kendini hissettirdi.

Seneye daha geniş bir zamanda ve daha farklı bir yaklaşımla detaylandırılarak hazırlanması hedeflenen hasat festivali, dilerim hem bu birliktelik mesajının hem de farklı yaklaşım ve stratejinin karşılık bulacağı "itibar eksenli" verimli bir etkinlik olur.  

Kuzey Ege Turizm Potansiyeli ve Ayvalık

Zeytin Hasat Festivali’nin üçüncü gününde Yeşil İnci Topçu Çiftliği’nde sektörel bir buluşma gerçekleştirildi. Ayvalık Müzik Akademisi AIMA’dan gençlerin yine fark yaratan klasik müzik dinletisiyle etkinlik bambaşka bir atmosfer kazandı.

Etkinlikte plaket töreni öncesi bir konuşma yapan Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Kuzey Ege turizm potansiyeli ve Ayvalık’ın önemine dikkat çeken bir konuşma yaptı. Yavuz, Ayvalık'ın kaliteli zeytininin bilinirliğinin korunması ve sürdürülebilirliği için tüm sektörün güç birliği içinde olması gerektiğine vurgu yaptı.

Çiftlikteki buluşmada bir yanda zeytin yapımı ve sabun atölyeleri, bir yanda ünlü şeflerin barbekü ve meze sunumları hep Ayvalık zeytinyağı ile hazırlandı.

Zeytin yapımı atölyesinde biraz sohbet etme fırsatı bulduğum, 3 kız çocuğunu üniversitede okuttuğunu gururla anlatan Küçükköy’den zeytin çiftçisi Ayşe Bagatır ve Ayten Kızıl’ın yemek daveti boyunca yaptıkları kırma zeytinler, küçük kavanozlarda buluşmaya katılan basın mensupları ve davetlilere hediye edildi.

 

Sıra halinde çiftliğin neredeyse başından sonuna uzanan şeflerin lezzet istasyonlarından servis edilen mezeler, Ayvalık otları, yemekler, tatlılar Ayvalık zeytinyağı ile hazırlandı. Bir de Barbun’un Çiftliğinden Mehmet Usta’nın zeytinyağlı-kestaneli, bademli, zeytinli, cevizli köfteleri vardı ki pek et tüketmeyen bana bile bir tadımda yiyebileceğim rekor sayıda 8 köfteyi arka arkaya yedirdi. Kendi çiftliklerinden et dahil malzemelerin hepsi Ayvalık’tan olunca böyle enfes bir lezzet ortaya çıkarıyor gerçekten. 

Kadın kooperatifleri sağlıklı beslenmede öncü birlik misali

Festivalin son günü standlardan zeytin, zeytinyağı alırken belediyenin iki sene önce kurduğu kadın kooperatifi olan Ayvalık Üretim ve Pazarlama Kooperatifi’nin standı dikkatimi çekti. Ayşe Sokol’la görüştüğüm stantta, kadın kooperatifi olarak unvan almış bu sosyal sorumluluk projesinde önceliğin aile bütçesine katkı sağlamak isteyen ev kadınlarını üretim sürecine dahil ederek istihdam sağlamak olduğunu öğrendim. Tarım alanlarında geleneksel yöntemlerle yapılan üretimde elde edilen ürünler, kooperatif mutfağında hijyenik koşullarda işlenerek satış ofislerinden halka ulaştırılıyor. Gelen talepler doğrultusunda oluşturulan profesyonel üretim mutfağında günde ortalama 7 kadın istihdam edilerek haftanın altı günü erişte, salça, tarhana, yöresel mantı, sirke, turşu, reçel, zeytin vb ürünler üretiliyor. Kooperatiflerin hemen her il ve belediyede hızlı bir ivme yakaladığı bu dönemde tarladan sofraya sağlıklı beslenme de bu yolla teşvik edilip bilinç oluşturuluyor.  

Ayvalık Anadolu Uygarlıkları Sergisi

Kırlangıç Yaşam Merkezi içinde açılan Ayvalık Anadolu Uygarlıkları Sergisi ise sizi bambaşka bir atmosfere taşıyor. Şerif Kaynar’ın da yaşama geçirilmesinde ciddi emek verdiği sergide, Ayvalık Ayazması Derneği ve Ayvalık Belediyesi ortak çalışmasıyla, Kalkolitik Çağ’dan Bizans dönemine kadar gelen ve Anadolu uygarlıklarının izlerini taşıyan Ayşe Mina Esen’e ait koleksiyondan 619 eşsiz eser Necdet Bezmen küratörlüğünde ziyaretçileriyle buluşuyor. Zamanın dışında tarihin içinde bir yolculuk yapmak isteyenler için sergi, festival süresi dışında da pazartesi hariç her gün 09.00-17.00 saatleri arasında görülebilir.  

Kırlangıç Yaşam Merkezi’ne dair bir çift söz:

Kırlangıç Yaşam Merkezi'nde güzelim denize karşı oturup soluklandığınız kafe ve restoranların önünü merak ediyorum kim, neden otopark yapar, bu nasıl bir zihniyettir? Günbatımı ve denizin kavuşumunu mis gibi havayı soluyarak yaşamak varken, oturduğunuz yerden -bırakın manzarayı görüp hissetmeyi- düğüm olmuş araç yığınını izliyor, izlemekle kalmayıp sürekli giriş çıkış yapan araçların manevraları, motor gürültüsüyle yerinizde egzoz soluyarak oturuyorsunuz. Bu, Ayvalık’ın yeni cazibe merkezini sabote etmek değildir de nedir? Üstelik de adı Yaşam Merkezi olan bir tesiste… Bu hatadan umarım gecikmeden dönülür. 

Bir girişimcilik örneği…

Ayvalık Zeytin Hasat Festivali’nde son gün dönüş yolunda uğradığım Ayvalıkzade ise epeydir takip ettiğim ancak fırsat bulup gidemediğim bir lezzet diyarı gibi… Özellikle çikolata, dondurma ve kahvenin bir numaralı adresi… Serkan ve Serdar Ceyhan kardeşler çok güzel bir girişimcilik örneği sergileyerek Ayvalık’a bu anlamda üst düzey bir lezzet yelpazesi sunuyor. Hem sohbet etme hem de farklı çikolatalarını tatma imkanı bulduğum Ayvalıkzade’den vazgeçemediğim Kavala kurabiyesi aldım, nefis badem ezmeleri ise aklımda kaldı. Türk kahvesi deyince bende akan sular durur, günde 2-3 kez duble içerim, dolayısıyla Sevgili Serkan Ceyhan’la Türk kahvesi ve günde en az 16 fincan Türk kahvesi içen Atatürk üzerine de konuştuk ayak üstü, bir ara Türk kahvesinin Yunan kahvesi olarak telaffuz edilmesine konu geldi, ben elbette Türk kahvesi dedim gülerek. Sevgili Serkan da Ayvalıkzade mottosuyla “Ha Ege’nin o yakası olsun, ha Ege’nin bu yakası olsun, kırk yıllık hatrı bakî kalsın” diyerek karşılık verdi. Bakî kalması için de hemen tamamlamış olalım: Türk kahvesi hatır işidir, kıymet bilenle içilir.

 

Marka itibarı diye diye…

Turizm ve zeytinyağının yanı sıra gastronomisi, yirmi iki adası, tabiat parkları, birbirinden lezzetli yüzlerce mezesi, adı Ayvalık’la anılır olmuş papalinası, bahar aylarında yapraklarını Ayvalık’ın bol oksijenli doğasına uzatan birbirinden değerli otları, mis kokulu sabunları, zeytin ağacı varlığıyla bir zeytin hasat festivali daha tamamlandı. Başlangıcından bu yana her yıl içerik yönetiminden katılımcı profiline dek bildiğim etkinliğin iyileştirilmesi gereken yönlerini, Ayvalık için daha iyi olması adına öncelik verilmesi gerekenleri dikkate alınsın/alınmasın yetkili dostlarımızla yine paylaşmaya devam edeceğim. Çünkü kendine has dokusu, doğal yapısı ve kendine has kültürü olan Ayvalık, gerçekten çok özel yaklaşılması gereken bir bölge. Turizm, zeytin/zeytinyağı, gastronomi, mimari, kültür, sanat vb her konuda “planlı” gelişimine daima destek vermeli. Tüm süreçleri, Ayvalık’ın marka itibarına katkı koyacak, marka itibarına hizmet edecek bir stratejik yaklaşımla, estetik kaygıyla ve bütünlükle ele alınmalı… Dolayısıyla zeytin hasat günleri etkinliği olarak Türkiye'de bir ilki başlatan Ayvalık'ın Zeytin Hasat Festivali'nin yıldan yıla irtifa ve itibar kaybetmesine asla müsade etmeden hassasiyetle ele alınması gerektiğinin kritik önemine dikkat çekmek isterim.

Aylin ONART
Kasım 2022

  


(Tüm yazılarımı Spotify, Anchor, Google ve Apple Podcast'le Youtube kanalımdan sesimden dinleyebilirsiniz.) 

                         


 
 

^ Sayfa Başına Dön